Online kitap siparişi vermek

Her ne kadar Dünya geneline göre kitap okuma oranımız düşük olsada son zamanlarda online kitap sipariş verme konusunda ülkemizde büyük artış göstermiş. Bunu da günümüzdeki online kitap satışı yapan sitelerin sayısının artmasından anlıyoruz. 


Aceminin Ağzından Ebru Sanatı


   Ebru kısaca yoğunlaştırılmış su üzerine toprak boyalarla resim yapma sanatıdır. Ebru yaparken insanı rahatlatır ve huzur verir. Ayrıca ebru yapması kadar yapanı izlemek bile insana huzur verir. Kullanılan malzemeler tamamen doğaldır.

Erasmus nedir ya da ne değildir?

-Bayandan otobüs şoförü olur mu demeyin birçok yerde karşılaşırsınız. Hatta tır şoförlüğü yapan bayanlar bile görebilirsiniz.

-Marketten su alıp malesef kana kana içemeyeceksiniz.Çünkü sadece mineralli su bulabileceksiniz.Erasmusun ilk zamanında sabah çok susadım ve marketteki dolabı açtım hemen küçük şişede suyu alıp kafaya dikmemle genzimin yanması bir olmuştu. :)) şişenin üstü tamamen İsveççe yazılı olduğundan anlayamamıştım.

-Avrupanın birçok ülkesinde demiryolu ağları gelişmiş. Yolculuk yapacağınız zaman size kolaylık sağlayabilir ama fiyatları uçak fiyatları ile yarışır durumda. En ucuz yol zahmetli ama otobüs ulaşımını kullanmaktır. (Ryanair ve wizz air havayolu şirketi pahalılıkta hariç )

Kitap İnceleme #1 Kürk Mantolu Madonna


Son zamanlarda kitapçılarda ve online kitap satış mağazalarında en çok satanlar listesinde uzun bir süre gördüm. Etrafımdan okumam için tavsiyeler de olunca artık okumanın zamanı gelmiştir dedim ve bu kitabı neden daha önceden okumamışım diye sordum kendime. Gerçek hayatta olabilecek bir konuyu çok içten ve samimi duygularla bizlere aktarmış yazar. Kitabı bitirdikten sonra beğenmeyen yoktur sanırım.

Dostluk nedir bilir misin?

     Tek kelime ile açıklamaya çalışırsam. Paylaşmak,güvenmek,anlamak,hatırlanmak,açık sözlülük, fedakarlık... Sizce hangisi dostluk için gereklidir? Bence hepsi gereklidir. Aslında dostluk herşeydir.  Hz.Mevlana'nın dediği gibi: Dost ise düşünme ver ömrünü gitsin..! Dost değilse hiç bek
letme yol ver gitsin..!


Ayrıca bir kitapta okuduğum küçük bir hikayeyi paylaşmak istiyorum.
      İki arkadaş çölde seyahat ediyormuş yolculuğun bir noktasında aralarında bir tartışma olmuş ve biri diğerine tokat atmış.Tokadı yiyenin canı acımış ama birşey söylemeden yere eğilmiş ve kuma şöyle yazmış."Bugün en iyi arkadaşım beni tokatladı."Bir vahaya gelene kadar yürümeye devam etmişler vahaya gelince suya girmeye karar vermişler.Tokadı yiyen bataklığa saplanmış ve dibe doğru batmaya başlamış.Arkadaşı imdadına yetişip onu boğulmaktan kurtarmış.Kendine geldikten bir süre sonra bu defa bir taşa şöyle yazmış."Bugün en iyi arkadaşım hayatımı kurtardı"Tokadı atan ve hayatını kurtaran arkadaşı sormuş."Canını acıttığımda kuma yazdın şimdi neden taşa yazdın?Diğeri cevaplamış"Birisi canınızı yaktığında kuma yazmalıyız ki bağışlama rüzgarı silebilsin.Ama biri bizim için iyi birşey yaparsa taşa kazımalıyız ki hiç bir rüzgar silemesin."

Sona yaklaşırken..

Sona yaklaşırken..

     Yıllar çabucak geçmiş. Dönüp arkama baktığımda aslında koskoca 5 yıl olmuş. Daha üniversiteye ilk kayıt olduğum gündeki heyecanımı dün gibi hatırlarım. Pekçok arkadaşımın alışık olmadığı Memleketten ve aileden uzakta olmaya alışık olmamdan zorluk yaşamadım. Yorucu dersler ve sınavlar geçerken bazı güzel insanlarla arkadaş oldum. Sağolsunlar hep yardımcı oldular ve tabi ki ben de onlara yardımcı olmaya çalıştım. Arkadaşlık güzel bir şey bulup anlayabilene. 
     Üniversiteme devam ederken ikinci üniversite okuma şansım oldu ve İsveç'e gittim. Yol bilmem iz bilmem dedim bir bakmışım Avrupa turu yapmışım. Dil bilmem dedim bakmışım bazılarıyla hala konuştuğum Dünyanın dört bir yanından arkadaşlar edinmişim. İsveç'e alışamam ,burası nasıl bir yer dedim dönerken Türkiyeye zorla döndüm. Aslında insan herşeye alışılıyor yeter ki sen yap birşeyler. 
     Daha okulun bitmesine var dedik baktık ki bitirme sunumu gelmiş karşımıza :) Dolu dolu güzel hikayelerimiz olmuştur arkadaşlarımla bazısı unutur bizi bazısı da ilerde hatırlar güzel günlerin hatırına..  Selametle kalın :)

Y.A

Vine Fenomenleri Erciyeste...

     
     Uzun zamandır takip ettiğim Vine fenomenleri yani Halil Söyletmez, Doğa Konakoğlu ve Serhat Osman Karagöz bugün Erciyes üniversitesindeydi. Söyleşi güzel ve eğlenceliydi. Ayrıca beklediğimden daha samimi ortam vardı. Soru-cevap şeklinde geçen sohbette sorulan sorulara cevap verdiler ve kendilerinin başlarından geçen küçük olayları da anlatmayı da ihmal etmediler. Yaklaşık 1.5 saat süren eğlenceli sohbet ardından Halil Söyletmez bizlere şarkı söyledi.



                                 Halil Söyletmez'in Performansı


     En son olarak Topluca Vine videosu çekimi yapıldıktan sonra ortak olarak belirlenen konu başlığında videolar paylaşıldı( #sampiyonlarerciyeste #kocfest ). Kısa süre içeresinden Vineda TT (Top Topic) listesine girmeyi başardık. Son olarak fotoğraf çekimleriyle, söyleşi ve günün programı bitmiş oldu.





Para koleksiyonculuğu

           Koleksiyonculuk zor bir hobidir. Herkes yapamaz denir. Sabır gerektiren iştir de ondan öyle denir. Ayrıca koleksiyoncu olan bir kişi koleksiyonunu düzenleyip, koruma, temizleme gibi işlemleri yapmalıdır. Yani biraz da zahmet ister. Bazılarına göre de modası geçmiş birşeydir. Bu hobiyle uğraşan için ise içinde herşeyi barındırır. Her bir parçası döneminden izler taşıdığından o günlere geri dönüş yaşatır insana. Hepsinin bir kendine göre hikayesi vardır. Tabi o günleri görebilmişse.

Kayseri Selçuklu Müzesinden
          Bende bozuk para koleksiyonculuğu yapıyorum küçüklüğümden beri. Belki bu işin başındayım ama devam etmeyi düşünüyorum buna. Amacın ne diye sorarsanız amaç yok.. Gerçekten öyle. Zaten çokta maddi değeri olmayan bir şey bu. Sadece merak diyelim.

Şimdilik çok çeşitli bir koleksiyonum yok ama birçok ülkeden bozuk para toplama şansım oldu. Bu ülkelerin bazıları: İsveç, Danimarka, Bileşik Arap Emirliği, Fas, Suudi Arabistan, Amerika, Macaristan, Çek Cumhuriyeti gibi…

Koleksiyonumun diğer kısmı ise tedavülden kalkan bozuk paralar oluşturmakta koleksiyonumu.


          İsterseniz sizde şuan cebinizdeki bozuk paraları bir kenara koyarak başlayabilirsiniz bu işe..

  
Kolay gelsin...
 

Kahve kültürü

Kahve, Dünyanın doğusundan batısına neresine giderseniz gidin her kültürde sağlam bir yer edinmiştir.

Kahve, arkadaşlarımızla hoş bir sohbet yanında yada sabah kalktığımızda uykunuzu açmak için ideal bir içecektir. Ayrıca dostlukların yapı taşıdır. Bir kahvenin kırk yıl hatırı var bizde. Hatta birbirimize sözler verirken bile bir kahveni içeriz artık yada bir kahve borcun olsun deriz.

Hemen hemen her kişinin kahve alışkanlığı vardır. Kimisi ara sıra kimisi de günlük kahve saatini oluşturmuştur kendinde.

Şimdi kahvenin tarihçesinden yada faydalarından bahsetmeye başlamayacağım. Damak tadına göre seçebileceğiniz filtre kahve tavsiyelerinden birazcık bahsedeceğim.

Colombian Kahve Çekirdekleri
Orta sertlikte yumuşak ve rahat içimi olan bir kahve çeşididir. Piyasada yani marketlerde en yaygın bir şekilde bulabileceğiniz kahvedir. Size tavsiye edebilecek kahveler: Kurukahveci Mehmet Efendi Colombian filtre kahvesi ve ve Jakobs Monarch filtre kahvesi.

Kenya Kahve Çekirdekleri
Turunçgiller aromasına sahip, yüksek asitliliği olan bir kahvedir. Ağızda hafif ekşimsi bir tat bırakır. Filtre kahve için en iyi seçimlerden biri oludğunun düşünüyorum.

Etiyopya Kahve Çekirdekleri
Daha çok meyvemsi aroması vardır. Yumuşak içimlidir.

Ayrıca tavsiye edebileceğim Starbucks'ın Coffee Verona kahvesi. Sert bir kahvedir. Ama süt ve bitter çikolata ile iyi gider.


Kendi kahve zevkime göre size birkaç tavsiyede bulundum. Hangisini beğeneceğiniz kesinlikle size kalmış. Dostlarınızla bol kahveli hoş sohbetler dilerim...

Kahve ile ilgili kısa bir anime film...

          

Kore Filmleri

      Dünya genelindeki kore film ve dizi çılgınlığına değinen pek çok yazı okumuştum. Lakin bu zamana kadar izlemek nasip olmamıştı. Yakın arkadaşımın sayesinde izlediğim iki filmde (My Sassy Girl ve Dating Agency: Cyrano) yazılanlardaki haklılık payını gördüm. İzlediğim bu iki filmde samimiyet ve masumluğun ön plana çıkması böyle düşünmemi sağladı. Ayrıca filmdeki ince ayrıntıları atlamamak lazım.
     
     Bazı kore filmlerinin Hollywood tarafından tekrar çekilmesi ise filmlerin güzel olduğu kanısının adeta kanıtı şeklinde. Ama herşeyin ilk ve orjinal hali her zaman daha iyidir. Yine de bu tercih meselesi.

     Bir de film fragmanlarına göz atalım... 


   My Sassy Girl


 
Dating Agency: Cyrano


Son olarak belirtmek isterim ki, bu kore filmleri yanımda olmayan sevdiğim üç güzel insanı bana hatırlatıyor. :)

Can sıkıntısı işte...

Can sıkıntısı...Kendisini açıklamak isterdim nasıl birşey olduğunu pek bilen yoktur sanırım. Bu duygu bu yazıyı yazma nedeni de olabilir.

Uzun bir tatil dönemimin ortalarında küçük ve sakin bir şehirde iseniz doğaldır bu. İlk başta herşey iyi gider. (arkadaşınla gezersin,kitap okursun,akrabaları ziyaret edersin,birazda evde dinlenmeye çekilirsin) Sonrası ise okulların ve çalışmaların başlamasını bekleme ile geçer. Biz çalışmaya küçüklükten beri alışkınız da..

Belki tatile hızlı başlamamın etkiside olmuştur buna, hemen Antalyaya gitmek gibi.. Aslında yarı tatil yarı toplantı idi... Bana göre tatildi...

Her neyse kısa bir selam ile ayrılayım... Vakitte geç olmuş :)


 Antalya'dan güzel bir manzara..


Piano

For English please scroll down


Uzaktan bir müzik sesi geliyor. Bu tanıdık bir müzik olabilir ama enstromanı orjinalinden farklı. Evet bu enstruman piyano. Gerçekten insanı dinlendiren bir sesi var. Canlı piyano dinletilerine katılırsanız daha da seveceğinize eminim. Karşısına oturdukça biraz daha dinlemek istiyor insan.

İsterseniz sizde dinleyin biraz...



                                                                  Beatles-Yesterday

 

                                                         The Eagles - Hotel California

 

       Sound of music is coming from away. This may be a familiar music, but its instrument is different than the original. Yes, this instrument is piano. It really has a voice that calms people. If you participate in live piano performance, I am sure that you love it more. When you sit in front of the piano, people wants to listen more.

If you want, let's listen to music...