Kahve içmeyi seviyoruz. Çoğumuz güne bir fincan kahve içerek başlıyor. Kahve, arkadaşlarımızla hoş bir sohbet yanında ya da sabah kalktığımızda uykumuzu açmak için ideal bir içecektir. Dostlukların yapı taşıdır. Birbirimize sözler verirken bile bir kahveni içeriz artık veya bir kahve borcun olsun deriz.
Kahvenin keşfi Etiyopya'da Kaldi isminde bir çobanın keçileri güderken gördüğü değişiklikler ve ne olduğunu öğrenmeye çalışması sonucu ortaya çıkmış.
Kahvenin Osmanlı imparatorluğuna geliş tarihi kesin bilinmemekle birlikte, bazı tarihçiler tarafından ilk defa 1519 yılında I.Selim'in Mısır seferinden sonra İstanbul'a geldiği belirtilmektedir. Diğer hikayeye göre ise 1543 yılında Kanuni Sultan Süleyman döneminde Yemen valisi olan Özdemir Paşa tadını beğendiği kahveyi İstanbul'a getirmesi ile ilk tanışma oluyor. Kahvenin gelmesi ile ilk kahvehanenin açılması arasında yaklaşık 30 yıl gibi bir süre vardır. Başlangıçta özellikle gelir düzeyi yüksek ve okuryazarlar tarafından tüketilen kahve, hızla tüm İstanbul'a yayılmış ve çok sayıda kahvehane açılmıştır. Günümüzde ise dünyada petrolden sonra ticaret hacmi en yüksek 2.ürün olmuştur.
Kahve, antioksidan kaynağı olması, konsantrasyon yeteneğini artırması, alzhemer hastalığını önlemesi, şeker hastalığı riskini azaltması gibi pek çok faydası vardır. Faydalarından ziyade bizde bir kahvenin kırk yıl hatırı vardır. Şöyle güzel bir hikayesi de var.
Vaktiyle İstanbul'da Yemiş iskelesine bir gün bir yeniçeri gelir. Yeniçeri tüm müşterilerine benden bir kahve yap, fakat şu köşede oturan Rum gemi kaptanına yapmamasını söyler. Kahveci herkese kahve yapar, verir. Sonra iki kahve alıp Rum'un yanına oturur. Kahveci, biz de seninle içelim, der. Yeniçeri, ben sana o kafire kahve yapma demedim mi? diye çıkışır. Kahveci "Kaptana yaptığım kahve senden değil, ocaktandır ağa!" cevabını verir.
Aradan 40 yıl geçer ve kahveci savaşta esir düşer. Kahveciyi tanıyan Rum kaptan kendisine kırk yıl önce kahve ikram eden adamı unutmaz ve ona yardım eder.
Ahhhhh bir kahvemi içmeni isterdim
YanıtlaSilTeşekkür ederim, kahveye hiçbir zaman hayır demem. O zaman yazıda da bahsettiğim gibi bir kahve borcun olsun diyelim. :)
SilHehehe tamam borcum borç 👋👋
Silçok güzel bir hikayeymiş :) günde bir adet kahve gerçekten zihni dinç tutuyor.
YanıtlaSilKesinlikle öyle.
SilKahvesiz yapamiyorum. Tam bir tiryakiyim diyebilirim kahve yapmadan önce kavanozu kokluyorum içime çeke çeke, kokusu beni mest ediyor.
YanıtlaSilKahvenin kokusu benim için de en güzel kokulardan biridir. :) Hele de taze çekilmiş kahvenin kokusu ayrı bir güzeldir. :D
SilSabah saat on en geç on bir arasının adı, KAHVE...
YanıtlaSilBenim için her zaman Kahve arası olabilir :)
SilSülaleden gelen bir alışkanlıkla sıkı çaycıyımdır ama kahveyi bize sütle pişirip vermelerinden itibaren sevmişimdir. Antioksidan olduğunu duyduğumdan beridir de günde bir kahve içerim en azından. Güzel bir yazı oldu, nerdeyse kahvenizi içmiş gibi oldum :) Teşekkürler bu sıcak yazı için :)
YanıtlaSilBen de beğendiğiniz için çok teşekkür ederim :)
SilBu yazının zamanı gelmişti... Acı yani şekersiz kahvenin de tadı ayrıdır. Enterasan bu yoğunlukta bir içecek ve acı bile lezzetli. Aromalı, faydalı uzun yıllar hatırı hak ediyor. 40 yıl sonra mocca olur mu bilmem, bizimki devam..
YanıtlaSilKarlı günlerde kahveli bir yazı iyi olur :)
Silşu hikayeyi bilmiyodum yalnız. demek 40 yıl hatır burdan geliyo
YanıtlaSilÇok güzel bir yazi olmus. Sondaki hikayeyi de çok sevdim. Ben de tam bir kahve tiryakisiyim 😊
YanıtlaSilTeşekkür ederim, kahveniz hiç eksik olmasın :)
SilKaldi'ye gönülden teşekkürler :)
YanıtlaSilKaldi'nin keçilerine de ayrı bir teşekkür etmek lazım :)
SilGüne kahveyle başlayıp gün sonunda kafein koması tehlikesi olanlar da var unutmamak lazım (misal ben :)) blogunu hikaye kalpli kadın blog keşif etkinliği sayesinde buldum. takibe de aldım banada beklerim sevgiler :)
YanıtlaSilyenilenmeprojesi.blogspot.com.tr
Hoş geldiniz, sayfanıza hemen uğruyorum :)
Silmerhaba blogger gazetesinden geliyorum,takibe aldım :) bana da beklerim. hikaye ne güzelmiş öyle !
YanıtlaSilTeşekkür ederim :)
Silmerhaba Yusuf bey yazınızın bir kısmını okulda okuma parçası olarak kullanabilir miyim?
YanıtlaSilacil cevap bekliyorum. nasıl olsa özel görüşsek.
YanıtlaSil