Kaktüs ve Ben


Odamın bir köşesinde duruyor. Kendisini bolca çiçek açan bitkilere tercih etmişim. İkimizde kendi halimizde takılıyoruz. Birbirimizi unuttuğumuz günler oldu, yanı başıma alıdğım günler de oldu. Ama o her şeye rağmen bana küsmedi. Zaman hızlı geçmiş ve tam beş yıl olmuş evime alalı.

Evet, bir kaktüsten bahsediyorum. Evinizde kaktüs yetiştirmek isterseniz yazımı okumaya devam edebilirsiniz. Kaktüslerin ömrü uzundur. Soğuğa ve sıcağa dayanıklıdır. Yalnız fazla su verirseniz onu ölüme terk etmiş olursunuz. Sulamasını yaparken arada bitki besini de vermeyi ihmal etmiyorum. Güneşi pek sever. Yetiştirene zahmet vermeyen bir bitkidir. Ayda bir sulamanız bile yetecektir. Kaktüsün büyümesini görmek biraz sabır ister. Düzenli bakarsanız yılda bir kez çiçek açacaktır. Eğer o da sizi severse yılda 3-4 kez çiçek açabilir.
Kaktüsü İlk aldığım zamanlar
Kaktüsümü ilk aldığım sene bir kez çiçek açtı. Şimdi ise 3-4 ayda bir çiçek açtığını görüyorum. İlk aldığım zaman küçüktü kendisi ve tabii ki saksı da. Büyüdüğünü görünce saksılarını değiştirin. Bu sayede toprağı havalanmış olur. Daha büyük saksıda daha kolay büyümesini sağlarsınız.

Son olarak, "neden kaktüs aldın?" diyenler oluyor. Aslında hiçbir nedeni yok. Yağmurlu bir kış gününde hızlıca evime gitmeye çalışırken yol kenarındaki çiçekçi dükkanının tezgahında gözüme denk geldi. Tek başına küçük bir bitki duruyordu. Sorgusuzca çiçekçiye girip kaktüsü aldım. Yani bir kaktüs alma düşüncesi bile yok iken, bir kaktüsüm oldu.
Kaktüsün Son Hali

Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar?

Fantastic Beasts and Where to Find Them

Harry Potter serisinin ilk kitabı 1997 yılında piyasaya çıkmıştır. Gün geçtikçe ve serinin yeni kitapları çıktıkça dünya genelinde Harry Potter sevgisi artarak devam etti. Bu sevgi Yapı Kredi Yayınları’nın 2001’de bastığı ilk Harry Potter ve Felsefe Taşı kitabı ile ülkemizde de artmaya başladı. Harry Potter serisinin son filminin çekilmesi ile bu heyecan son buldu diye düşünülmeye başladı.

Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar?, J.K Rowling'in kaleminden çıkan başarılı Harry Potter serisinin dünyasında geçen kitaptan uyarlama bir film. Hikayesi Harry Potter dünyasının tam 70 yıl öncesine uzanan ve Newt Scamander adlı hayali bir karakterin hikayesini anlatmaktadır. Film,  bizi 1926 yılının New York'una götürüyor. Newt Scamander, Fantastik canavarlar hakkında bir günce tutmaktadır ve daha sonra bu tuttuğu günceyi bir kitaba çevirmeyi düşünen bir kaşiftir. Canavarlar ile ilgili bir konu nedeni ile Scamander New York'a gelir ve çantasını başkasınınki ile karıştırır. Bu sayede serbest kalan canavarları tekrar çantaya sokabilmek için çalışacaktır.

Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar?

"Harry Potter" son dört filminin yönetmenliğini üstlenmiş olan Davit Yates bu filmin de yönetmeni. Genç kaşif yazar Scamander rolünü Oscar ödüllü oyuncu Eddie Redmayne üstlenirken, filmin kadrosunda Ezra Miller, Colin Farrell, Katherine Waterston,Alison Sudol, Dan Fogler, Samantha Morton da yer alıyor. Film, 18 Kasım'da vizyona girdi ve hala vizyonda bulunmakta. Filmi beğenerek izlemeniz dileğiyle.

"Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar?" filminin fragmanı

Osmanlı Posta Pulları


Osmanlı'da ilk modern posta teşkilatı 1840 yılında posta nezareti (bakanlık) adı altında kurulmuş. Aynı yılda ilk posta pulu Birleşmiş Krallık'ta kullanılmaya başlamıştır. Osmanlı devleti, ilk posta pulunun basımı ve kullanımı 1863 yıllarına dayanmaktadır.  Tarihe bakıldığında Osmanlı devletinin bu konuda geç kaldığını düşünebilirsiniz, ama gerçek hiç te öyle değil. Asya'da yapışkan posta pulu basan ikinci bağımsız ülke Osmanlı Devleti oldu (Rusya'dan sonra). İlk basılan pulun üstünde dönemin padişahı Sultan Abdülaziz'in tuğrası ve tuğranın altındaki hilalde "Devlet'i Aliye-i Osmaniyye" yazıyordu.
Sultan Abdulhamit Stamp
1893 yılında basılmış Osmanlı Puluna örnek
 (Sade tasarımlı ve 2.Abdulhamit tuğralı )
Alt kısmında Fransızca olarak deux piastres (2 dolar) yazmakta
1863’ten 1913 yılına kadar olan dönemde posta pulları üzerinde padişahların tuğraları yer almaktadır. Sadelik ve tekdüzenlik hakimdir. 1913 yılından itibaren Osmanlı pulları üzerinde mimarlık yapıtları görülmeye başlanmıştır. Osmanlı'nın son zamanlarında ekonomik bunalımlar ve savaşlar nedeniyle zor dönemler geçirdiğinden görkemli pullar basılamamıştır. Bir bakıma ülkenin durumu pullarına da yansımıştır. Bu nedenle, 1914 yılında bu durumu ortadan kaldırabilmek için posta pullarının görkemli olması ve dışarda basılmasına karar verilir.

14 Ocak 1914 yılında 5. Sultan Mehmet tarafından bastırılan 1. Londra Posta Serisi ile ilk İstanbul temalı Osmanlı posta pulları basılmaya başlamıştır. İngiltere'de basılan bu pulların nakışlarını Mimar Muzaffer Bey yapmıştır. Türkçe tezyini (süslemesi) Hattat Mehmet Bey gerçekleştirmiştir. Londra'nın Wilkinson matbaasında, o dönemin dünya pulları kalitesinde basılmıştır.
The Ottoman Empire joined the General Postal Union
İmparatorluk basımı: 1880 (1)
(1) Bu pul ülkenin adını ve değerini Arapça olduğu kadar batı karakterlerinde taşıyordu. Pul 1880 yılında basıldı. Uçları yukarıya doğru olan Arap elyazısıyla çevrilmiş Osmanlı İmparatorluğu Posta Servisi "Post of Ottoman Empire" yazılı bir hilali içeriyordu. En alt kısmında batı rakamıyla yazılı 20 rakamı ve paras (para) yazısı bulunmaktaydı. Orta kısmındaki etiket üzerinde EMP: OTTOMAN (Osmanlı İmparatorluğu) çalışması vardı. İlk başta Dünya Posta Birliği ülkeleri içinde kullanılması planlanıyordu. Bu nedenle 1876'da 1890 yılına kadar imparatorluk yazılı değişik tasarımda posta pulları basıldı. Fakat sonraları resmi olarak yurt içi kullanımına da sunuldu.
İmparatorluk Posta Pulu
4 dilli Osmanlı pulu (2)
(2) Osmanlı çok uluslu bir imparatorluk olmasının etkisini bu pulda görebilirsiniz. Pulun üzerinde 4 farklı dilde "Doğu Rumeli" yazısı bulunmakta. Bu diller Türkçe, Fransızca, Yunanca ve Bulgarca'dır. Bu yazılar yazılırken Arap, Latin, Yunan ve Kiril alfabeleri kullanılmıştır.
Column of Constantine Ottoman Stamp
Sürşajlı Osmanlı pulu (3)
(3) Öncelikle pulculuk terimi olan Sürşaj; bir sayının, kelimenin yerine geçmek için üzerine başka bir sayı veya kelime basma işine denir. 1. Dünya savaşının çıkması ve zorunlu tasarrufun başladığı bu dönemlerde yeni pullar çıkarılamamış. Bunun yerine eldeki pulların fiyatları değiştirilerek tekrar piyasaya sürülmüştür. Üstteki resimde sürşajlı pula bakıldığı zaman 4 para değerinde olan pul piyasaya 5 para olarak tekrar sunulmuş. Resimde ise İstanbul'da bulunan Çemberlitaş Sütunu var. 
Rumeli Fortress Stamp
Rumeli Hisarı Osmanlı Pulu, 1914 (4)
(4) Bu pul 1914 yılında bastırılan ilk İstanbul temalı pul serisinden. Pullar yurtdışında basılmaya başladıktan sonra pullar resimli ve daha çok İstanbul teması içermektedir. Üstteki gördüğünüz pul buna güzel bir örnektir.
General Post Office in Constantinople Stamp
İstanbul Genel Posta Ofisi Osmanlı Posta Pulu, 1913 (5)
Sürşajlı Posta Pulu
Erörlü ve Sürşajlı Osmanlı pulu, 1913 (5)
(5) Üstteki iki resimde aynı posta pulunu görmektesiniz. Bu mavi renkteki posta pulunda, İstanbul'daki genel posta ofisinin resmi var. Bu pul serisi 1913 yılında basılmış. Fakat bunlardan biri normal basılmış. Diğeri ise hem sürşajlı hem de erörlü. Erör, değerli kağıtların basılmaları veya zımbalanmaları sırasında meydana gelen hatadır. İkinci posta pulunda erör olarak baskı kayması olmuş. Sürşaj olarak ise ayyıldız içinde hicri 1331 yılını kırmızı mürekkep ile basılmış. Yani bu 1913 yılına denk gelmekte. Tahminimce, erörlü posta pulunun kullanılması için basıldığı yıl ile tastiklenmiş.
Osmanlı Posta Pulu
Edirne Selimiye Camisi Osmanlı Pulu, 1913 (6)
(6) Son resimdeki posta pulunda, Edirne Selimiye Camisi resmi bulunmakta. Dikkat ederseniz pul üzerinde "Andrinople" yazıyor. Edirne'nin eski ismi Andrinople olduğunu olduğunu öğrendim. Fransızca "Ottomanes Postes" yazısı dikkatinizi çekmiştir. (Osmanlı postası)

Osmanlı'da posta teşkilatı için yapılan bu çalışmalar günümüz Türkiye'sinin postacılık tarihini ve posta pullarının temelini oluşturtuğundan ayrı bir önem teşkil etmektedir. Yalnız bu konuda kısıtlı kaynaklarımızın olduğunu üzüntü içinde belirtmek isterim. Varsa bile internet üzerinden bilgi paylaşımı pek olmamış. Bu nedenle bazı Osmanlı pulları hakkında bilgileri öğrenmek için yabancı kaynakları araştırmak zorunda kaldım.


*Pulların fotoğrafları kendi pul koleksiyonumdan alınmıştır.

Kalben Konserindeydim


Hafta sonuna Kalben konseriyle muhteşem şekilde başlamış oldum. Kalben, Şubat 2016'da çıkardığı albümle adını duyurdu. Saçlar, Sadece ve Haydi Söyle şarkıları albümdeki en popüler olanları. Adını belki duymamış olabilirsiniz. Ben bir dinleyin derim. Gerçekten ismi gibi kendisi de kalpten ve samimi, üstelik mütavazı. Sürekli dinleyiciye teşekkür etmekten çekinmeyen birisi.  Şarkılarına başlamadan önce şarkıya özgü güzel tavsiye niteliğinde konuşmalar yapması hoşuma gitti. Şarkının içerdiği hissiyatı bu sayede siz de yaşamış oluyorsunuz.

Bakınız, konserde Kalben ne güzel ifade ediyor: "Hayatınızı planladığınız gibi, bildiğiniz gibi zorluklara rağmen risk alarak yürüyün derim.  Hayat güzel çünkü, eninde sonunda en sevdiklerimizi kaybetsek bile onların kayıplarıyla yaşayan çiçekler gibi güzel. O yüzden çok kafanıza takmamanızı öneriyorum. Sakin olun lütfen." Bu sözlerinin ardından "Sakin ol evladım" parçasını seslendirdi. Bu şarkı albümünde yer almadığını da belirteyim. Eğer dinlemek isterseniz Youtube'dan dinleyebilirsiniz.

Konser

Bir başka şarkı arasında Kalben, "O kusurlarınızda size yardımcı olan insanlar olsun hayatınızda, eksikliklerinizi tamamlamak isteyen. En kötü taraflarınızı bile görüp, sizin saçınızı okşayıp, size bunları hepbirlikte aşabiliriz diyen insanlar olsun." temennisinde bulundu.

Eğlenceli bir konserdi. Gitmek isterseniz konserine, Biletix'den sonraki konserleri için biletinizi alabilirsiniz. Beğeneceğinizi düşünüyorum.



İSVEÇLİLER NASILDIRLAR? #2

İsveç

Dünyanın en mutlu ülkeleri listesinde İsveç'in ilk sıralarda yer aldığını sanırım bilmeyen yoktur. Daha önceden orada yaşamış biri olarak kendi gözümden İsveçlileri biraz "İsveçliler nasıldırlar?" yazımda anlatmıştım. Şimdi ise bu başlığın ikincisini yazmak istedim.
Stockholm Şehir Merkezi - Fotoğraf: Yusuf Arslan
Öncelikle İsveç dediğimizde aklımıza ilk başta Volvo, Scania, H&M, Ericsson gibi tanınmış markalar aklımıza gelir. Aslında bakarsanız bana göre İsveç'in tek milli markası var, o da Ikea'dır. Bunun birkaç nedeni var. Ikea mağazasının amblem renkleri, İsveç bayrağı rengi ile aynı olması ve İsveç yemek kültürünü yani İsveç köftelerini Dünyaya duyurması nedeniyle milli bir marka olmuştur. Bununla sınırlı kalsa iyi olacak. Ikea, bununla sınırlı kalmıyor ve ürünlerine isim verirken İsveç'e özgü terimleri kullanıyor. Kanepe, sehpa, raflar,kapı kolları ve depolama ürünleri İsveç'te bulunan yer isimleriyle adlandırılmış. Banyo malzemeleri, İsveç gölleri ve nehirleriyle adlandırılmış. Çocuk ürünleri; İsveççe memeli, kuş türleri ve sıfatlarla adlandırılmış. Perdeler ise İsveçli kadın isimleriyle adlandırılmış. Ikea'nın kurucusu; disleksi hastası (okuma ve öğrenme bozukluğu) olduğu için böyle bir yöntem tercih etmiş, ama ülkesi adına gerçekten güzel bir iş başarmış.
 İsveçlilerin fredagsmys (cuma keyfi) adında özel günleri var. İş günlerinin bitimi kutlamak ve hafta sonuna hazırlanmak için özel bir gelenek. Ailecek birlikte zaman geçirmenin en iyi yolu olmuş. Bu güne özgü taco yemeği pişirirler ve birlikte yerler. Cuma günleri İsveç'teki cafelerin çoğu taco günü düzenler. Bugüne özgü açık büfe servis yapılır. Eğer İsveç'te arkadaşlarla akşam dışarı çıkmak isterseniz, Cuma günü en uygunu olacaktır. Taco'nun bir Meksika yemeği olarak İsveç'te gelenek olması da ilginç bir durum.


Ülke ekonominin neredeyse %3-5'i nakit parayla dönen bir ülkeden bahsediyoruz. Hatta parayı tamamen bırakmayı tartışan bir ülke. Ödemelerin çoğu mobil cihazlarla ve kredi kartlarıyla yapılıyor. Örneğin şehir içi otobüsüne biniyorsunuz ve telefon uygulaması yardımıyla bir dokunuşla bir biniş ödemesi yapıp şoföre gösteriyorsunuz. Her şey bu kadar. Ben 3 yıl önce İsveç'te iken bu ödeme yöntemini kullanmıyordum. İlk gittiğimde biraz kredi kartı ve sonrasında genel olarak nakit kullandım. Nakit kullanınca parayı neden bırakmaya başladıklarını anladım. Çünkü cepleriniz bozuk 1 kronlarla doluyor. Akşam odama dönünce elimde abartısız bir avuç bozuk kron oluyordu. İsveç pahalı bir ülke olduğu için ve 1000,500,100'lük gibi büyük banknotlar kullandıklarından ceplerde bozuk paralar birikiyor.  Kahve dükkanından 32 kron'a bir bardak kahve aldığında ve elinde 100 kron varsa para üstü olarak en az 8-10 tane bozukluk alırsın. Artık ay sonuna kadar cepte olacak bozuk paranın hesabını yapamaz hale geliyorsunuz.
Stockholm
İsveç'te sigara kullanımı diğer AB ülkelerine kıyasla en az içilen ülke özelliğini taşıyor. Bu başarıya son yıllarda sağlık bakanlığı sayesinde imza atmış. İlaç firmalarının nikotin bantları, sakızları, ilaçları yerine snus kullanılmış. İskandinav ülkelerinde çok yaygın olan snus, tütünün içerdiği bazı zararlı maddeler azaltılmış haliymiş. İsveç'te üniversite arkadaşım ara sıra kutundan çıkardığı küçük bir paketi ağzına alıyordu, çiğniyordu. Bu fiili birçok İsveçlinin de yaptığını gördüm. Sonradan öğrendim, sigara kullanmamak içinmiş. Ülkemize göre gerçekten sigara kullanımı az, ama snus çiğneme olayı çok yüksek. Onun da zararı varmış, fakat sigaraya göre daha az zararlıymış. Siz en iyisi hiç sigara içmeyin ve benim gibi rahat edin. :)

Önceki yazımda İsveçlilerin doğasever olduğunu belirtmiştim. Bu nedenle devlet geri dönüşüm sistemine çok yatırım yapmış. Ülkedeki evsel atıkların neredeyse %99'u dönüştürülebilir hale gelmiş. Geri dönüşümden elektrik üretimi yapılıyor. İsveçliler evlerindeki gazeteleri, plastikleri, metalleri, camları, elektrikli aletleri, ampulleri ve pilleri erinmeden ayırıyor. Kapıların önünde zaten geri dönüşüm konteynırları var. Hatta isterseniz marketlerde bulunan makinelere para karşılığında veya bağış için şişe,teneke kutu vb. şeyleri geri dönüşüme verebilirsiniz. Bu makineler atıklarınızın boyutlarına, rengine ve cinsine göre ayrım yapıp alıyor.

Ayrıca alışverişinizi yaptıktan sonra marketten alacağınız poşet başına para ödüyorsunuz. Bu sayede hem az poşet harcamaya teşvik ediliyorsunuz hem de evden kendi bez çantanızı getirmenize zorlanıyorsunuz. Bu nedenle ben İsveç'te iken çoğu zaman markete sırt çantam ile gidiyordum. Ya da kullandığım teneke kutu, pet şişe gibi ürünlerle markete gider, geri dönüşüm makinelerinden aldığım para ile poşet alırdım.  

Stockholm - Fotoğraf: Yusuf Arslan
Son olarak, Dünyanın en demokratik ve çağdaş ülkesi olarak bilinen İsveç’te alkollü ürün satışları sıkı kurallarla yürütülmekte. Devlet kontrolü altındaki "Systembolaget" adındaki mağazalarda satışı yapılmakta. Ülkede yüksek alkol tüketimi ve uzun kış gecelerinde artan depresyonlara önlem olarak devlet böyle bir çalışma yapmış. İyi de yaptığını düşünüyorum. Hatta ertesi gün mesai yapılacağı için Pazar günleri bu mağazalar kapalı. Devlet kontrolünde olduğu için küçük yaştaki gençlere satış kesinlikle yok. Yaş sınırının ise 20 olması gerçekten çalışmanın ciddi şekilde yürütüldüğünü düşünüyorum. Marketlerde ise alkol oranı sadece %3.5 altındaki içkilerin satış izni var. Aynı zamanda yüksek vergiler var.


İsveç'te geçirdiğim 5 ay boyunca gördüğüm kadarıyla İsveçlileri ilk yazımda özet şeklinde anlatmıştım ve bu yazı ile birlikte derinlemesine anlatmış oldum. Yazı hakkındaki düşüncelerinizi yorum kısmına yazarsanız sevinirim.

Hayal Panosu Yapın


Hayal panosu diye yazınca biraz garip oldu. Ne hayali? Pano mu?

İnsan büyüdükçe hayal kurmakta zorlanıyor. Nasıl olsa olmaz tarzında bahaneler türemeye başlıyor. Bu işi küçük bir çocuğun yüzme bilmeden, korkusuzca havuza atlamasına benzetiyorum. Bu çocuk daha işin farkında değil iken bir anda havuza atlar ve yüzmeyi öğrenir. Bu kadar basit. Ama büyüdükçe işler biraz karmaşıklaşıyor.  Korkular ortaya çıkıyor. Aynen hayaller için de böyle oluyor. Büyüdükçe korkular çevremizi sarıyor, hayaller de küçülüyor. Hayallerimizi canlı tutmak için bu işi biraz görselleştirelim. 

Elimize önce güzel bir mantar pano alalım. Biraz da raptiye alalım. Elinizde bunlar yoksa isterseniz iki tutmaç arasına ip de gerebilirsiniz. Önemli olan fotoğrafları asabileceğini bir yer olsun. Hayalin seyahat mi? O zaman bir pasaport fotoğrafı koy ya da gezmek istediğin bir yerin. Başka hayalleri de bu şekilde size hatırlatması için asın. Astığınız resimlerin yerini değiştirmeyin, sabit dursun. Bir yılın sonunda ,yolun neresindeyim, diye kendinize sormuş olursunuz.  Hayallerinize eğlenceli bir şekilde ulaşmaya çalışırsınız.

Hayal panonuzdakilerin hemen gerçekleşmiyor olması sizi hayal kırıklığına uğratmasın. Bu bir süreç. Panonuzdakileri yaşamaya devam edin ve birkaç hafta deneyip olmadı diye bırakmayın. Unutma ki; peşinden koşacak sabrın varsa, hayallerin gerçek olur.

Umarım bu tavsiye yazım teşvik edici olmuştur. Haydi o zaman, hayal panosu yapmaya..

pano