Yabancı Şarkıları Başarılı Bir Şekilde Seslendiren Yerli Sanatçılar

Başarılı coverlar

1-Erol Büyükburç - Sway

Erol Büyükburç'u tanımayanız yoktur. Maalesef 2015 yılında kendisini kaybettik. Müzik hayatına "Little Lucy" adlı besteyi plak yaparak başladı. Ülkemizde pop ve rock'n roll'un öncülerinden oldu. Başarılarından dolayı kendisine yerli Elvis denildi. Dean Martin'in söylediği "Sway" adlı parçasını Erol Büyükburç başarılı bir şekilde yorumlamıştır. Hadi şarkıyı dinlemeye başlayalım.



2-Ertan Anapa - Historia de un Amor

Ertan Anapa'nın sesini daha önce duydunuz mu bilmiyorum, ama bu sesi ilk defa duyduğumda birkaç saniyeliğine duraksadım ve sese yöneldim. O zamana kadar adını hiç duymamıştım. Ertan Anapa, 1961 yılında müzik hayatına başlamış ve aşağıda paylaştığım "Historia de un Amor" parçasına uyarlanan "Benim Bütün Dualarım Seninle" şarkısı ile çıkış yakalamış. Hatta Esmeray, Ertan Anapa'nın da bulunduğu müzik grubu "İnsanız Biz" adlı parçası ile 1978 yılında Eurovision Türkiye elemelerinde finale yükselmişler ve ikinci olmuşlardır. "Historia de un Amor" parçasını defalarca kez dinlemişimdir. Bana göre bu listedeki en dikkat çekeni budur. Parçayı Ertan Anapa yorumuyla dinleyin, bakalım bana hak verecek misiniz?



3-Ajda Pekkan - Bang Bang

Şimdi sıra bir süperstar'a geldi. Ajda Pekkan, Türkiye'de en çok dilde şarkı yapan sanatçıdır. Türkçe'nin yanı sıra İngilizce, Fransızca, İtalyanca, Yunanca, Japonca ve İsponyolca olarak şarkılarını söylemiş ve çeşitli ülkelerde plakları yayınlanmıştır. Bang bang şarkısını 1967 yılında seslendirmiş. Ayrıca bu şarkıyı o dönemde çıkardığı plağına koymuştur.



4- Can Cox - Melancholy Man

İsminin yabancı olduğuna bakmayın. Gerçek adı Can Göksun. Müzik tarzı blues, rock ve caz'dır. Kaybedenler kulübü adlı filmin müziklerini yapmasıyla adını duyurdu. 2011'de çıkardığı albümüne, İngiliz rock müzik grubu The Moody Blues'ın 1970'de seslendirdiği, "Melancholy Man" adlı şarkıyı koydu. Başarılı bir cover olduğunu belirtmek gerek.



5-Deniz Tekin - La Vie En Rose  

Adını belki duymamış olabilirsiniz. Çünkü kendisi müzik dünyasının daha çiçeği burnunda müzisyenlerinden birisidir. Müzik hayatına cafelerde ve bazı sahnelerde şarkı söyleyerek devam etmektedir. Düzenlediği bazı etkinliklerin biletlerini büyük bilet satış yerlerinden biri olan Biletix'te satıldığına göre tanınmaya başlamıştır.




Tamamen kendi zevkime göre yaptığım listeyi umarım beğenmişsinizdir.

Blog Yazarak Siz De Kazanın

Blog Yazarlığı

Öncelikle,blog yazarak nasıl para kazanırsın? veya blogunuz nasıl popüler olur?, tarzı klişe yazıları etrafta görmekten bıktım. Bu tür yazıların gereğinden fazla abartılarak yazıldığını ve biraz da kısa yoldan hit kasmanın yoluna gidildiğini düşünüyorum. Şimdi yazıya direk daldım ve buraya birkaç tane sert cümle savurdum. Onlar için bu da bloguna takipçi çekmenin bir başka yolu aslında. Ben de bunun üzerine blog takipçilerinin sayısı önemli olmadığını; bir blogda geri dönüş alabildiğin samimi dostlarının olması önemli olduğunu söylerim. Elinizde artık birkaç tane seçenek var. Hadi hemen hit bir blog yazısı yazmaya başlayın. Tabii ki de şaka! Böyle bir şey yapmayın diye bu yazıyı yazmak istedim.

Yukarıda bahsettiğim tarzdaki yazıları google arama motoruna yazarsanız yüzlercesini bulursunuz. Hatta blog açınca ilk yazılarınızdan biri "blogundan para kazan" olmazsa dövüyorlarmış. Bu gözler daha yeni açılmış bir blogun bile bu konuda yazı yazabildiğini gördü. Kesinlikle samimi bulmuyorum. Eğer sen başta kazanç düşünüyorsan, yazmaya başlamadan hemen klavyeyi bir kenara bırak derim. Zaman geçtikçe kaderine bırakılmış ölü blogların sayısında artış olması bundan olmalı. Bunları bir kenara bırakabilmişsek blog yazarak kazanabiliriz. Blogumuzun bize sağladığı yararlarından konuşabiliriz.

Blogger

Blog yazmak öncelikle bilgimizi artırır. Bir blogunuz var ve bir konu hakkında yazı yazmak istiyorsunuz. Konuyu bildiğinizi düşünseniz bile bir araştırma yapmak isteyeceksiniz. Çünkü okuyucularınıza yanlış bilgi vermek istemeyeceksiniz. Bu sayede bir konu hakkında bilginiz daha da artacaktır ve başka konular hakkında yeni bilgiler öğrenme fırsatını yakalamış olacaksınız.

Yeni arkadaşlar elde edersiniz. Blogum sayesinde yüz yüze olmasa da onlarca kişiyle sohbet etme ve tanışma imkanı buldum. Blog yazarlığı sürecinde bana şöyle yapsan daha iyi olur tarzda tavsiyeler veren, şu konuda yazı da yazabilirsin diyerek yazı fikri veren, blog tasarımı konusunda her türlü yardımı eden herkese çok teşekkür ederim. Blog yazmaya başlamasaydım, bu blog yazarı ve okuru arkadaşlarımla tanışma imkanım sıfır olurdu. Nedeni ise hepsinin farklı şehirlerde yaşıyor olmasıdır.

Kişisel blog yazarak kendinizi daha iyi ifade etme fırsatı yakalarsınız. Burası sizin sevincinizi, hüznünüzü paylaşabileceğiniz samimi bir yerdir. Siz samimi olduktan sonra karşı tarafta size samimi olacaktır.

Kariyer fırsatları elde edebilirsiniz. Bu size biraz garip gelebilir. Yazdığı blog sayesinde eğitimlerine ve yeteneklerine göre editörlük, reklamcılık, web tasarımcılığı, seo uzmanlığı gibi alanlarda şirketlerden teklif aldığını söyleyenleri duydum. Bu son başlığın kendim için geçerli olmadığını altını çizmek isterim. :)   


Her İnsanın Bir Hobisi Olmalı

Hobi

Hobi, denince aklımıza boş zamanlarımızı değerlendirdiğimiz bir takım uğraşılar aklımıza gelir. Sözlüğe bakınca buna benzer anlamda oluğunu "görev ve meslek dışında severek yapılan, dinlendirici, oyalayıcı uğraş" olarak görüyoruz. Bu kadar basit bir şey miydi hobi?

Bazı ülkeler işsizlik sorununu  hobiler ile çözmeye çalışmaktadır. Bazı girişimciler bu sayede hobi olarak başladıkları işlerini mesleğe dönüştürmektedir. Benzer hobilerle uğraşanlar ile görüşülerek bilgi paylaşımı olur. İnsanlar arasındaki iletişimi kuvvetlendirmektedir. Doğrusu, insanın hobisi olması ciddi bir iştir.

Sizlere tanık olduğum gerçek bir hikaye anlatacağım. Yaklaşık 5 yıl önce İsveç'te soğuk bir günlerden biriydi. Yakınımda bulunan göl buz tutmuştu. İnsanlar buz tutmuş gölün üzerinde ya karşıya geçiyor ya da birbirleriyle eğleniyorlardı. Gözüme yaşı bir hayli ilerlemiş amcamız ilişti. Yanında kar motorsikleti ve birçok anlam veremediğim aletleri vardı. Bir baktım buzun belirli bir yerini yuvarlak şeklinde kesti, oturağını koydu ve suyun içerisine oltasını attı. Anladığım kadarıyla bu amcamız balıkçıydı. Yanına gidip sorduğumda kendisinin elektrik santralinde çalışan basit bir işçi olduğunu öğrendim. Ekipmanlarına baksanız ülkemizdeki çoğu balıkçıdan daha profesyonel aletleri olduğunu anlardınız. Amcamızın sadece haftasonlarını geçirmek için bu kadar çok zahmete girdiği düşünmüyorum. Yıllardır severek yaptığı uğraşısı yani hobisi ona bir şeyler kattığını düşündüğü için yapıyordu.

Hala henüz bir hobi edinmediyseniz veya uğraş edinme ihtiyacındaysanız, aşağıda maddeler halinde aklıma gelen hobileri yazdım. Bir göz atın derim.

1-Blog tut

2-Fotoğraf çek

3-Koleksiyon yap

4-Yemek yapmayı öğren

5- Seyahat et

6-Bahçe işleriyle uğraş

7-Bir Enstrüman çalmayı öğren

8-Kod yazmayı öğren (bir programlama dili öğren)

9-Düzenli spor yap (koşu, yoga, meditasyon..)

10-Müze, sanat galerileri gez ve tiyatroya git

11- Dans türleri öğren

12-Yeni bir dil öğren

13-Balık tut

14-Resim yapmayı öğren (Karakalem, suluboya, yağlıboya, ebru..) 


Amazon.de ile Yurtdışından Ürün Getirtmek Çok Kolay

yurtdışından alışveriş

Amazon, çoğunuzunda bildiği gibi dünyanın en büyük online alışveriş sitesi. Daha önceden yurtdışından birçok şey getirtmiştim. Ama Amazon sitesinden hiçbir deneyimim yoktu. Yakın zamanda Amazon'dan satın alıdğım iki ürün elime ulaşınca bu yazısı sizlerle paylaşmak istedim. Tecrübemi özetleyecek olursam, Amazon'nun dünyanın en büyük satış sitesi boşuna olmamış.

gümrük kuralları

2016 yılının son aylarına doğru Amazon'nun Almanya mağazasından (amazon.de) Türkiye'ye 49 Euro ve üstündeki alışverişler için kargo bedava olacağını ve Amazon.de artık Türkçe site arayüzü ile hizmet edeceğini açıkladı. Bunun üstüne bir de müşteri hizmetleri servisinin Türkçe olarak bizlere hizmet edecek olması bizleri sevindirdi. Daha önceden Çin'den ve Rusya'dan ürün birçok getirtmiştim, lakin Amazon ile ilk defa ürün getirttim.

Gözlemlerimi maddeler halinde yazacak olursam,

1) Son gümrük kurallarına göre Yurtdışından satın aldığınız ürün 30 Euro ve üstünde bir miktarda ise gümrük vergisi ödemek zorundasınız. Bu ücreti ödemeden ürününüzü alamıyorsunuz. Bu sizi bazen uğraştırabiliyor.

Amazon'da satın aldığım ürünlerde satıcısı kendisi ise otomatik olarak gümrük vergisini de ödeme kısmına eklemesini beğendim. Amazon'a giriş yapmanız için öncelikle üye olmalısınız. Amazon.de sitesine girince dil ayarını Türkçe yapınca rahatlıkla üye olup işlemlerinizi yapabileceğiniz için bu kısımları atlıyorum. Daha sonra gönderim adresini kaydedip ürününüzü sepete atınca aldığınız ürün 30 Euro üstünde olursa otomatik olarak Türkiye için yaklaşık yüzde 15 gibi oranında gümrük bedeli satın aldığınız üzerine eklenir. Burada Amazon.de bize, sen gümrük işleri ile uğraşma ben hallederim, diyor. Yani ürün gümrükte takıldı mı derdi olmadan doğrudan kapınıza geliyor.

amazon.de turkish

Ödeme kısmında para birimini ister TL olarak istersen de Euro ve Dolar olarak ödeyebilirsin. Yalnız burada TL ayarında Amazon kendi belirlediği kura göre para birimi çevrimi yapacağından biraz fazla miktar karşınıza çıkabilir. Ben şahsen dolar olarak yapıyorum ve kredi kartımın sahip olduğu Türk bankasının dolar kuruna göre çevrim yapılmasını sağlıyorum.
**Bedava kargo sınırı Türkiye için 49 Euro olduğunu sitede yazıyor. Ürüne göre bu sınır değişebiliyor. Mesala satın alınan plaklar için sınır 30 Euro olduğunu sipariş sepetimde gördüm.



2) Aldığım ürün toplamda 30 Euro'yu geçerek 52 Euro gibi bir ücret ediyordu. Yalnız (29+23=52) Euro olarak tek seferde gümrük bedelini göze alarak iki farklı ürünü aldım. Bunun üstüne Amazon önce bir ürünü kargoladı ve 2 gün sonra diğer ürünü kargoladı. Üstüne bunun hakkında bir bilgilendirme maili aldım. Gümrük bedeli gibi ek ücretler ödememem için ürünleri farklı günde kendilerinin bilerek gönderdiklerini yazıyorlardı.



3) Kargom yolda iken siparişim ile ilgili müşteri hizmetlerine birkaç sorum vardı. Bende müşteri hizmetlerinin doğrudan İngilizce email attım. Türkçe hizmet verdiklerini biliyorum yine de garanti olsun diye İngilizce yazdım. Tam 5 dk sonra bana Almanya'dan Amazon müşteri hizmetlerinden aradılar. Yurtdışında hizmet eden bir şirketin müşteri temsilcisi Türkçe konuşuyordu ve  ilk başta afalladım. Hemen bana nazik bir şekilde yardımcı oldu. Üstelik çalışan kişi konuşmasından anladığım kadarıyla Türk'tü. Peşinden Amazon'dan samimi bir email aldım. (aşağıda görebilirsiniz.) Sonunda, güzel bir gün geçirmeniz dileğiyle ve Kayseri'ye selamlar yazıyordu. Yurtdışında faaliyet gösteren bir şirketin müşteri hizmetlerinin Türkiye için bu kadar hızlı ve samimi bir şekilde çalışması beni memnun etti. Bundan sonra Türkiye'den temin edemediğim bir ürün olursa kesinlikle Amazon.de'yi tercih edeceğim. Bu ilgi ile hem beni güldürdüler hem de güvenimi kazandılar.


Bu yazımda sadece Amazon.de sitesinden aldığım ürünle ilgili deneyimlerimi paylaştım. Amazon'nun neden dünyanın en iyi alışveriş sitesi ve sektöründe dünya markası olduğunu artık anlayabilirsiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İlkbaharın geldiğini nasıl anlarız?

ilkbahar

Birinci, ikinci cemre derken yavaşça ilkbaharın geldiğini hissediyoruz. Cemre sırasıyla havaya, suya ve toprağa düşerek Dünyamızı ısıtan bir güçtür. Büyüklerimiz birer hafta arayla düşen cemrelerle doğada sıcaklık artışını olduğunu söylerdi bize. Cemre var mı yok mu tartışmasına girmeden en iyisi biz ilk baharın keyfini çıkaralım. O zaman ilkbaharın geldiğini nasıl anlarız?

1) Günlerin daha uzun olduğunu anladığımız,
günler uzar

2) Doğa gri renkten yeşil renge dönüşmeye başladığı ve her yerde açmış çiçekler görüldüğü an,
çiçeklerin açması

3) Mağazalarda kışlık ürünlerde büyük indirimler başladığı an,
İlkbahar indirimi

4) Dışarıya çıkmadan önce havalar soğuk olacak diye elinize mont alırsınız. Yalnız o mont hiç giyilmeden eve geri dönüldüğü an,
mont

5) Kışın alınan kiloların artık geri verilmesi gerektiğini düşündüğün an,
spor yapmak

6) Güneşi gördüğünüzde kendinizi dışarı atmayı düşündüğünüz an,
dışarı çıkmak

7) Gece yatarken yorganla değil de pike ile yatmaya başladığınız an,
havalar ısınınca

Artık İlkbahar gelmiş demektir. Piknik yaparak, doğada yürüyüş yaparak ve biraz da yeni açmış çiçeklerin fotoğrafını çekerek bu mevsimin tadını çıkarmanız dileğiyle.