Sessizlik İçinde Tren Garı

Erzincan

Nice ayrılıkların, hasretlerin, sevdiklerine kavuşmaların ve mutlu sonların yaşandığı bu yerler artık sessiz. Kara tren gecikir belki hiç gelmez diye türküsü de var. Kara trenin geciktiği doğru da memleketine tren ile gelenler de gecikmiş olmalılar. Buralar yani istasyonlar artık hep sessiz. Gelen trenin düdüğü boş binaya karşı çalıp yolcusunu almadan gidiyor. Yoldan geçerken kenarda ihtişamlı bir bina gördüm. Bu bina 1936 yılında inşa edilmiş Erzincan tren garından başkası değildi. Doğu ekspresi buradan geçiyordu. Sanırım batıdan gelen yolcular buraya uğramadan direk Erzurum ve Kars'a geçiyordu. Bina kesme taştan yapılmış ve gerçekten ihtişamlı bir görüntüye sahipti. İçeride 1-2 çalışandan başkası yoktu. Tren seferlerinin olduğu tabelaya baktım ve buradan günde sadece 2 tren geçiyormuş. Tren garına bakınca eskiden buraların insanlarla dolu olduğunu hayal ediyorum. Bazıları oturmuş yakınını bekliyor, bazıları da bavullarla gelecek treni bekliyor. Tabii bunlar sadece düşüncede kalıyor. 

Kendime soruyorum neden biz buraları terk etmişiz? Hem kara yollarında olan trafikten şikayet ederiz hem de herkes kendine bir araba alır ve yalnız başına seyahat eder. Kimse tren yollarımız gelişmemiş ve yıllarca buralara yatırım yapılmamış demesin, çünkü biz buraları terk ettiğimiz için gelişmemiş. Kullanılmayan şeye devlet neden yatırım yapsın ki?

Train Station


Trenlere eski teknoloji denmesinden de hiç haz etmiyorum. Aksine bence tren kullanan toplumlar uygar toplumlardır. Yurt dışına bir çıkın, çoğu yolcu taşımacılığının trenlerle yapıldığını görürsünüz. Kullanışlı olduğu için dünya genelinde demir yollarında gelişmiş taşıma sistemlerini kullanmaktalar. Bizim gibi tren garlarını ölüm sessizliğine bırakmamışlar. 

İstasyonları boş görünce en çok bekleyeni olmayan insanlar aklıma geliyor. Arkasında bekleyeni olmayan kişiler ipi kopmuş uçurtma gibidir. Etrafa savrulur, gider. Bir zaman sonra bir yere parçalanarak düşer ve kimse hatırlamadığından unutulup kalır. 

Ben Yusuf Arslan. Kısaca Acı bir kahve tadında blogunun yazarı, yüksek mühendis, posta pulu koleksiyoncusu, pikapların çoğu tozlu raflara kaldırılsa da plaksever ve yeni yerleri gezip görmeyi seven biriyim. Daha Fazlası

PAYLAŞ

BENZER YAYINLAR

SONRAKİ YAZI
« ÖNCEKİ YAZI
ÖNCEKİ YAZI
SONRAKİ YAZI »

14 Yorumlar

  1. Tren yolculukları en dingin,düşünmeye sevk eden,tehlikesi de en az olan yolculuklar aslında.yillarca Ankara Eskişehir arası tren yolculukları yaptım ve her seferinde bitmesin istedim,cazip gelen bir manzarası olmamasına rağmen...ancak sürekli acelesi olan,bir yerlere yetişmesi gereken insanoğlu bu hazdan kendini mahrum etmek zorunda kaldı...
    Yazı için teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de güzel yorumunuz için teşekkür ederim.

      Sil
  2. Doğu ekspresine bir defa bindim, yataklı kompartımanda seyahat ettik. Erzincan Bağıştaş istasyonunda indik. 24 saati aşan, uzun ve yorucu bir yolculuktu açıkçası bana zor geldi ama her yıl memleket hasretiyle gidenler öyle hevesle anlatırlar ki, yorgunluktan hiç söz etmezler hatta hissetmezler.Üniversitede okurken de trenle gider gelirdim, öğrenci dolu vagonlar şimdi yok. Tamam metro var, alternatifler var ama tren yolculuğu farklı. Merkezlerde yok olsa da Anadolu'ya,kasabalara ulaşmak için sessiz istasyonlara yolu düşürmek lazım ara sıra. Selamlar..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İsveçte değişim öğrencisi iken çevre şehirleri gezmek için sürekli tren kullandım. Ben trenin anlatılmaz güzelliğini orada öğrendim. Türkiye'de ise trene 2 belki 3 kez ancak binmişimdir. Türkiye'de trene bisikletini güvenli olacak şekilde alsalar tren yolunun gittiği her yere gezmek için giderim. Yalnız maalesef böyle bir sorun var.

      Sil
  3. Ne kadar da güzel yazmışsınız . Yüreğinize sağlık ... Hayırlı geceler .

    YanıtlaSil
  4. Tren garlarını ve trenleri çok nostaljik ve güzel buluyorum. Çok da hüzünlü.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kimse kullanmadığı için maalesef bize nostaljiyi çağrıştırıyor, ama dışarıda daha farklı durum.

      Sil
  5. Biz tren deyince "kara tren" anlıyoruz, senin de yazdığın gibi uygar ülkeler tren kullanıyor ama bir farkla saatte 500 km hızla giden trenler onlar... Bizde kanı hızında...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sanırım öyle :) Orada trenlerin çoğu çok da hızlı değil :)

      Sil
  6. Ben yolculuklarımı her zaman tren ile yapıyorum. Gideceğim yere olan tren seferini araştırıyorum direk. Çok acelem varsa ve tren seferi geç ise, o zaman mecbur olarak diğer araçları kullanıyorum. Evet, yurt dışında tren kullanımı daha yaygın. Ülkemizde de tren kullanmayanların sorunu; tren yolcuğunun zevkini hiç tatmamış olmaları bence. Belki de interrail gibi popüler bir hale gelmesi lazımdır...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sürekli tren yolcuğu yapan biri olarak bu güzelliği farkettiğiniz için bence şanslı insanlardansınız. Umarım tren kullanımı daha da yaygınlaşır.

      Sil
  7. Tren yolculugunu çok sevmem. Yani rahat seyahat trenlerini severim ama her gün dolu olan tasit araçlarini sevmiyorum. Belki geçmiste yillarca ise gitmek için toplu tasimada çektigim eziyetlerdendir 😊. O yüzden küçük bir yerde yasadigim ve birçok yere yürüyerek ulasabildigim için mutluyum .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Toplu taşıma denince sanırım aklınıza ayakta ve tıkış tıkış olan yerler aklınıza geliyor. Uzun yolculuklarda herkesin bir yeri olduğundan rahat olduğunu düşünüyorum. Yalnız her yere yürüyerek gitmeniz çok iyi ve küçük bir şehirde yaşamanız bu nedenle size iyi bir şans olmuş.

      Sil

Yazıma yorum yapabilmeniz için daha önceden hesabınızı seçmeniz gerekmektedir. Herhangi bir hesabınız yoksa anonim olarak da yorum yapabilirsiniz.