Laptop Üzerine Sıvı Dökülürse Ne Yapmalıyım?

bilgisayara sıvı dökülmesi

     Geçen hafta maalesef başıma gelen bir durum. Bilgisayarımızın başında film izlerken, makale yazarken veya çalışmalarınızı yaparken çoğumuz yanımızda çay, kahve gibi içecekleri eksik etmiyoruz. Ben dikkat ediyorum, başıma gelmez demeyin. Çünkü ben beş yıldır aynı laptopu kullanıyorum ve dikkat ettiğim halde ilk kez başıma böyle bir olay geldi.
     Bilgisayarıma çay dökülünce birden panikledim. Yaptığım ilk iş bilgisayarı hemen kapatmak oldu. Bilgisayara zarar gelmesinden ziyade içindeki verilerin gideceğinden endişelendim.

Bu durum karşısında yapmanız gerekenleri bilmenizde fayda olduğunu düşünüyorum.

  • İlk yapmanız gereken vakit geçirmeden bilgisayarınızı kapatıp fişten çekin. Eğer sıvı cihazınızın elektronik devresine ulaşırsa kısa devre yapmasını önlemiş olursunuz.
  • Yapmanız gereken ikinci şey ise laptopların sahip olduğu bataryayı çıkarmak olsun. Siz fişten çekseniz bile bataryadan bilgisayarınıza elektrik akımı ulaşabilir.
  • Şimdi ise elinize bir bez alın ve ıslak olan yerleri temizlemeye başlayabilirsiniz. 
  • İyice ıslak olan yerleri kuruladıktan sonra içine kaçan sıvının dışarı çıkmasını sağlamak için ters çevirip kurumasını bekleyebilirsiniz. Kuruma işlemi gerçekleşirken iyi bir nem çekici olan pirinç içine laptopu koyabilirsiniz. Yalnız bu kadar çok pirinci o anda bulanabilir misiniz bilmiyorum. Bulursanız daha iyi olur.
  • Kurumasını bekledikten sonra bilgisayarınızı en az 2 gün açmamanızı tavsiye ederim. (Garanti olması için) 
Yapılacak son iş bilgisayarın çalışıp çalışmadığını kontrol etmek olacaktır. Bu tavsiyeler sadece zararı en aza indirmek için gereken şeylerdir. Benim bilgisayarım neyse ki çalışır durumda ve sadece klavyesi bozulmuş. Servise klavyesini değiştirmeleri için gönderdim.

Umarım başınıza böyle bir şey gelmez ve tavsiyeleri uygulamak zorunda kalmazsınız.

Tokat Yolları Taşlı


Tokat yolları taşlı
Taşhan - Fotoğraf: Yusuf Arslan

     Ey onbeşli onbeşli.. Tokat yolları taşlı.. Bu Tokat türküsünü çoğunuz duymuştur. Türkünün de bahsettiği gibi Tokat'ın hala bazı ara sokakları taşlı yollardan oluşmakta. Şehir merkezinde Osmanlı döneminden kalma Taşhan ve Tokat kalesi başta olmak üzere Ali Paşa hamamı, Ali Paşa cami, Saat kulesi, Tokat müzesi derken gezilecek pek çok yeri var.

  Kısacası Tokat Evliya Çelebi'nin "Alimler ve Şairler Şehri" diye övdüğü, Mevlana'nın hayatının bir kısmını Tokat'ta geçirmekten bahtiyar olduğu, Gazi Osman Paşa gibi komutanların yetiştiği tarihle iç içe yaşayan bir şehirdir.

     Taşhan,1632 yılında Osmanlı döneminde yapılmış. İki katlı ve ortasında genişçe bir avlusu bulunan dönemine göre Anadolu'nun en büyük hanlarındanmış. Evliya Çelebi 1656 yılında buraya geldiğinde bu handan kârgir(taş ve tuğladan) kubbeler ile yapılmış kale gibi eski bir han olduğunu seyahatnamesine yazmış. Şimdi ise orada avluya boydan boya yayılmış kafe bulunmakta ve demlenen çay ve közde pişen sade kahve içmek için mükemmel bir yer. Şehri gezdikten sonra günün yorgunluğunu atmak ve yaz sıcaklarında serinlemek için de gelebilirsiniz. Çevresinde ve üst katında bulunan hediyelik eşya dükkanlarından hatıra eşya alabilirsiniz.


Tokat Kalesi
Taşhan'dan Tokat kalesine bakış - Fotoğraf: Yusuf Arslan
     Şehrin tüm güzelliklerini baştan sona görmek isteyenlerin Tokat kalesine çıkmasında fayda var. Şehrin içinden kalenin arka tarafına doğru dik bir yolu var. Araba ile belli bir yerine kadar çıktıktan ve biraz da yürüdükten sonra aşağıdaki resimde gördüğünüz Türk bayrağı'nın olduğu yerde kendinizi bulursunuz. Bu kalenin sadece tipik bir ortaçağ kalesi olduğu düşünülüyordu. 
     
     Tokat Valiliği ve İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından 2009'da başlatılan restorasyon çalışmalarıyla kalenin içinden kent merkezinde bulunan tarihi Pervane hamamına indiği düşünülen gizli geçit ve 2 zindan bulundu. Daha da önemlisi bu zindanların birinde Eflak Beyliği prensi Kont Dracula'nın esir tutulduğu düşünülüyor. Kont Dracula, namı diğer Kazıklı Voyvoda. 
     
     Siz kaleye çıkınca tabi bu kazı çalışmalarının yapıldığı yerleri göremeyeceksiniz. Sadece tünelin giriş kısmını görebilirsiniz.

Tokat Kalesi - neyimeshur.org
Tokat kalesinden Şehir Manzarası - Fotoğraf:Yusuf Arslan
    Tokat'a geldim ve buradan ne alınabilirim derseniz karşınıza çok seçenek çıkacaktır. Yöresel tatlar olarak köme, pestil, pekmez, kuşburnu marmelatı, çemen, bez sucuk, nohut mayalı Tokat çöreği ve Tokat yaprağını alabilirsiniz.

     Bunların yanında en ünlüsü tahta baskı ile boyalı yazmalar ve sofra bezleridir. Yazmalar ve sofra bezleri rengarenktir. Eşe dosta güzel bir hediye olacaktır. Memleketimden birine hediye götürdüğümde tahta baskı ile boyalı sofra bezi götürmeyi tercih ediyorum.
      
     Evet, benim memleket Tokat olduğu için bu konuda bana güvenebilirsiniz. :)

Tokat Yazması - tokatturizm.gov.tr





Ahşap Basma Kalıp
Tokat sofra bezi ve yazması için hazırlanmış ahşap basma kalıp - Fotoğraf: Yusuf Arslan
     Şimdi ise Tokat'ta gelince yiyebileceğiz yöresel yemeklerinden bahsetmezsem olmaz. Tokat yaprağından sarılmış bakla dolması, bacaklı çorba, bat, madımak, keşkek, cevizli çörek ve ismini şehrinden almış Tokat kebabı. 
     Tokat kebabını duyunca şaşırmayın, kesinlikle seveceğinizden eminim. Yapımı biraz zahmetli olduğundan yapımı Türkiye geneline yayılmamış. Ama kebaptan tattığınız zaman parmaklarınızı yiyeceğinizden eminim.
     Kebap yapımında domates, patlıcan, biber kullanılır. Kendisine has mangalı vardır. Şişlere takılan kuzu eti ve sebzeler odun ateşinde pişirilir. Tokat kebabı mangalının özelliği şişler dik şekilde durur ve her tarafından aynı anda pişer.
Tokat kebabı - tokatturizm.gov.tr


Blogumun Teması Değişti


Bugün sizlere blogumun yeni teması ile seslenmekteyim.

Bu kararı neden mi aldım?
Responsive uyumu yakalamak için ve en önemlisi seo ayarları için. Değişikler arada güzel oluyor. Google standartlarına uymanın arama motorlarında blogunun öne çıkması için önemli olduğunu biliyordum. Ama nasıl yapabileceğimi tam bilmiyordum. Bunun üzerine tema değişikliğini yaparken Gökhan Tekin kardeşim yardımcı oldu. Kendisi ile bu yolla özel olarak tanışmış olduk. Daha öncesinde uzun zamandır blogunu takip ediyordum zaten.
Kardeşimizin gerçekten samimi ve dürüst biri olduğunu duşünüyorum. Blogumu Gökhan'ın teknik bilgilerine güvenip ellerine bıraktım. Ellerine sağlık diyorum!
İnanın hiç çekinmeden sabah saat 4'e kadar düzenlemesini yaptı. Beğenip beğenmediğimi sordu ve beğenmediysem tekrar düzenledi.

Temasını değiştirmek isteyenler 8 kitap karşılığında Gökhan Tekin'e hem tema düzeni hem de seo ayarlarınızı yaptırabilirsiniz.


 

Bugün bayram

Ramazan Bayramı
 
Rahmetli Barış Manço'nun dediği gibi, "Bugün bayram erken kalkalım çocuklar." Çocuklar diye yazınca kimse alınmasın lütfen! İçimizdeki çocuğa seslenmiş olalım. Kendimize ah nerede o eski bayramlar dedirtmeden, önce akrabalarımızla sonra eş,dost ile kutlayalım.
    
Bayram denince ilk aklıma bayram namazları geliyor. Namazlar kılındıktan sonra eve gelirsin ve kahvaltı, sıcak çayımız hazırdır. Tüm aile fertleri bayramlaşmak için sıraya girer. Eller öpülür. Büyükler küçüklere harçlıklarını verir. Şimdi sıra bir kuş sütü eksik olan kahvaltıya neşeli bir şekilde oturmak kalıyor. Gün içinde ise misafirleri beklemek ve akrabaları ziyaret edilerek bayram tamamlanmış oluyor.
     
Bayramlar diğer yandan geçmişlerimizi yad ettiğimiz günlerdir. Hüznümüzü içimizde yaşayarak yanımızdakilere sımsıkı sarılmaktır. Kısacası bayramlar berekettir, umuttur, özlemdir..

Bayramınız kutlu olsun. Sevdiklerimizle geçireceğimiz nice bayramlarımız olsun..