Yüksek Lisans Bitirme Tezi Nasıl Bitmez?


Öğrenci tembellik yapar ve bitirme tezi zamanında bitirilemez. Üniversite bir yarım dönem daha uzamıştır. Nasıl olsa öğrenci her yerde öğrecidir değil mi? Sanırım her zaman durum böyle olmaz.

Genelde bitirme projeleri araştırma, deneysel ve teorik olmak üzere üç farklı çeşidi vardır. Bunların arasında en zor olanı deneysel olanıdır. Çünkü deneysel çalışmalar teorik hesaplarla birleştirilmediğinde bir anlam ifade etmez. Teorik sonuçlar da deneysel sonuçlar ile bir türlü aynı çıkmaz. Teoride çözüm elde etmek için bazı ortam koşullarını ihmal edersin veya sadece eldeki kısıtlı bilgileri kullanmaya çalışırsın. Sonuç elde edemezsen de tezin uzar.

Yüksek lisans tezine başlarken öncelikle bir çalışma konusu seçmelisin. Konu seçmek zordur. Danışmanın sana alanınla ilgili bir fikir verecektir. Danışmanın sana onay vermesi ile hemen çalışma planı hazırlarsın. Daha işin başında olduğun için motivasyonun yüksektir. Yüksek lisans tezi yazmakta ne var? Üç-dört ayda kolayca biter, dersin. Bir bakmışsın ki daha sadece bilgi, makale toplama aşamasında bu üç-dört ayı kullanmışsın. Tezin uzar.

Yüksek Lisans
Çalışmalarımı yapayım ve bu arada vakit kaybetmeden aynı anda akşamları tez yazayım dersin. Fakat eve yorgun gelirsin, ilk gün hiç bir şey yazmadan yatarsın. İkinci gün bir beş-on sayfa yazayım dersin. Bakmışsın sadece bir sayfa yazmışsın. Kopyala-yapıştır yüksek lisans tezinde yapamazsın çünkü en sonunda intihal raporu alıyorsun. Zaten bunu yapmak hırsızlıktır. Üçüncü gün yine on-onbeş sayfa yazayım dersin, yine hiç bir şey yazamazsın. Tez yazmak için gerekiyorsa herkesten uzaklaşın. Yoksa tezin uzar.

Aylar geçmiştir. Çalışmalar ilerlemiştir. Tezi çok özenerek bir yere kadar yazmışsındır. Her şey çok iyi gittiğini zannetmektesindir. Danışmanın tezi baştan sona her şeyi düzeltmeni istemiştir. Bu nedenle tezinizi yazarken gereğinden fazla özenmeyin. Sakınan göze danışman batar. :) Çok özenip az yazacağınıza, az özenip çok yazmak daha önemlidir. Çünkü yazdıklarınızın üstünden defalarca kez geçilecektir. Yine tezin uzamıştır.

Çoğu geceleriniz uykusuz geçmiştir. Planlanan bitirme zamanı yaklaşmıştır. Ama daha elde sonuca gidecek anlamlı bir çalışma yoktur. Motivasyonuz düşmektedir. İşte tam bu anda tüm çalışmayı bırakıp kendinize küçük süprizler yapmakta fayda vardır. Tez aşırı bir beyin faaliyetidir. Abartıya kaçmadan arada yarım gün kendinize şarkı dinleme, resim çizme veya bir yere gidip kahve içmek gibi molalar verin. Sürekli çalış ve sürekli tez yaz derken tezin sonuna gelirsiniz, eliniz sonucu yazmaya gitmez. Yine tez uzar.
Master degree
Tezi çok iyi yazmışsındır. Mantıklı bir sonuç veya araştırmaya sahipsindir. Tez savunması zamanı yaklaştığında her şeyi bırak, tezden çok savunmaya hazırlan. Çalışman ne kadar iyi olursa olsun, tez jurisine konuya çok iyi hakim olduğunu gösteremezsen tezin uzar. 

Unutmayın teziniz uzarsa dünyanın sonu değildir. Bu lisede sınıf atlama veya lisansta ders geçme gibi bir şey değildir. Birçok olumsuz şeyi yazdıktan sonra bunlar için kendinizi üzmeye değmez. Çünkü ikinci bir fırsatınız olacaktır. O fırsatı daha iyi değerlendirin, derim. Yüksek lisans tezi hazırlama aşamasına geçen herkese kolay gelsin.
 

Bir Günlük Kapadokya Gezisi


Ürgüp - Temenni Tepesine Giden Yol
Yolculuğa Nevşehir’in Ürgüp şehrine giderek başladım. Günümün uzun olacağını bildiğim için erkenden yola çıkmam daha çok yer gezmemi sağlayacaktı. Ürgüp’e geldiğimde ilk Temenni tepesine çıkmak istedim. Tepeye çıkmak için öncelikle bir yere kadar aracınızla gelip, sonrasında biraz yokuş yukarı yürümeniz gerekmekte. Yol üstünde bazı hediyelik eşya satan yerler ve restoranlar göreceksiniz. Temenni tepesine gelince ortasında bir kümbet göreceksiniz. Bu tepeden şehri rahatlıkla izleyebileceğiniz. Kümbet eskiden Tahsin ağa kütüphanesi olarak kullanılmış.
Ürgüp - Temenni Tepesi
Ürgüp’e gelince 2002 ile 2003 yılları arasında Asmalı Konak dizisinin çekildiği konağı da gezebilirsiniz. Dizinin çekilmesinin üstünden yıllar geçmesine rağmen hala bu mekan ziyaretçi akınına uğruyor. Eve girince ilk odasında geleneksel elbiseler giydirilmiş bez bebekler var. Geleneksel elbiseler Türkiye’nin dört bir yanından seçilmiş. Asmalı konağa gezmeye devam edince üstü açık genişçe bir avluya çıkıyorsunuz. Avlunun çevresinde çeşitli odalar var, fakat odaların boş olduğunu belirtmem gerekir.
ürgüp
Ürgüp - Asmalı Konak
Ürgüp - Asmalı Konak
Ürgüp - Asmalı Konak
Ürgüp şehrinden gün doğumu ve özellikle gün batımı saatlerinde farklı renklere bürünen Kızılçukur Vadisine uğradım. Burası harika bir panorama noktası ve aynı zamanda yürüyüş parkuru. Vadi boyunca gezerken birçok kilise ile karşılaşabilirsiniz. Gidilecek daha çok yer olduğu için yolum buraya öğle vakitlerinde düştü. Eğer Nevşehir civarına gelirseniz mutlaka buraya gelin derim.
Kızılçukur Vadisi
Sıra Göreme civarında bulunan Kapadokya bölgesi yani Göreme açık hava müzesine geldi. Buraya gelecekseniz öncelikle cebinizde müze kartınızın veya iş bankası maximum müze kart olması faydanıza olacaktır. Müze kart geçerli, fakat müze kartınız yoksa giriş kişi başı gittiğimde 30 TL’ydi. Biraz fiyatı yüksek olmasına karşın buraya gelmişseniz burayı gezeceksiniz demektir. Göreme açık hava müzesi, 4. yüzyıldan 13.yüzyıla kadar yoğun bir şekilde manastır hayatına ev sahipliği eden bir kaya yerleşimi. Buraya girince karşınıza başlangıçtan sonra doğru götüren bir parkur karşınıza çıkacak. Kilise gibi eski yapıların giriş kenarlarında güzelce bilgilendirmeler yapılmış. Bu açık hava müzesi içinde Karanlık kilise var ve 10 TL gibi ek bir ücret ödemeniz gerekiyor. Bu sefer burada maalesef müze kart geçmiyor. Buranın özelliği en net duvar resimlerinin olduğu kilise olması. Yaklaşık 2 yıl önce geldiğimde burayı gezdiğim için tekrar gezme ihtiyacı duymadım. İlk defa gelmişseniz burayı da gezebilirsiniz.
Göreme - Açık Hava Müzesi
Kapadokya
Göreme - Açık Hava Müzesi
Göreme - Açık Hava Müzesi

Sırada Paşabağ Vadisi var. Burayı ücretsiz gezebilirsiniz. Peribacaları yapılarını burada rahatlıkla görebilirsiniz. Paşabağı’ndaki yapılarda mantar şeklindeki oluşumların en iyi örnekleri bulunmakta. Buraya gelince ilk turistik eşyaların satıldığı çadırlar ve biraz ilerisinde peribacaları arasında gezinti yapabileceğiniz 2-3 tane deve karşınıza çıkmakta. Bunlar ile ilgilenmiyorsanız doğrudan şapkalı peribacalarını gezebilirsiniz.
Paşabağ Vadisi
Paşabağ Vadisi


Son durağım olan Avanos’a geldim. Burada Kızılırmak’ın getirdiği kırmızı topraklardan yapılan çanak, çömlekleri görebilirsiniz. Bu neden birçok çömlek atölyesi de bulunmaktadır. Şehir merkezinde, Kızılırmak’ın şehri ortadan bölen, iki yakasını yaya olarak bağlayan, bir asma köprü var. Karşıya geçerken sallandığı için bu asma köprüye “sallanan köprü” demişler. Köprüden karşıya geçenler çok kişi olduğundan çok fazla sağlandığını görebilirsiniz. Köprü ilgi çektiği için ziyaretçi akınına uğramakta. Köprünün yanında ırmak kıyısı boyunca yeşillik alan içinde fazlaca oturma alanları var. Irmağın üstünde yüzen yüzlerce kazı çayınızı yudumlarken ve serince izleyebilirsiniz. O kadar yeri gezdikten sonra günün yorgunluğunu burada atmayı tercih ettim.
Avanos
Avanos - Sallanan Köprü
Avanos - Kızılırmak Kıyısı
Buraya gelmiş iken testi kebabını da tatmayı ihmal etmedim. Odun ateşinde ve testi içinde çeşitli sebzelerle pişen etin tadı gerçekten lezzetli. Servis edilmeden önce testi yanınıza getiriliyor ve garsonlar bıçak yardımıyla testiyi kırıp size öyle servis ediliyor. Bu lezzeti tadıp gezimi sonlandırdım.
Avanos - Testi Kebabının Kırılması
Avanos- Testi Kebabı

 Sizlerin de buralara gelip eğlenceli vakitler geçirmenizi dilerim. Sağlıcakla kalın.     

Sessizlik İçinde Tren Garı

Erzincan

Nice ayrılıkların, hasretlerin, sevdiklerine kavuşmaların ve mutlu sonların yaşandığı bu yerler artık sessiz. Kara tren gecikir belki hiç gelmez diye türküsü de var. Kara trenin geciktiği doğru da memleketine tren ile gelenler de gecikmiş olmalılar. Buralar yani istasyonlar artık hep sessiz. Gelen trenin düdüğü boş binaya karşı çalıp yolcusunu almadan gidiyor. Yoldan geçerken kenarda ihtişamlı bir bina gördüm. Bu bina 1936 yılında inşa edilmiş Erzincan tren garından başkası değildi. Doğu ekspresi buradan geçiyordu. Sanırım batıdan gelen yolcular buraya uğramadan direk Erzurum ve Kars'a geçiyordu. Bina kesme taştan yapılmış ve gerçekten ihtişamlı bir görüntüye sahipti. İçeride 1-2 çalışandan başkası yoktu. Tren seferlerinin olduğu tabelaya baktım ve buradan günde sadece 2 tren geçiyormuş. Tren garına bakınca eskiden buraların insanlarla dolu olduğunu hayal ediyorum. Bazıları oturmuş yakınını bekliyor, bazıları da bavullarla gelecek treni bekliyor. Tabii bunlar sadece düşüncede kalıyor. 

Kendime soruyorum neden biz buraları terk etmişiz? Hem kara yollarında olan trafikten şikayet ederiz hem de herkes kendine bir araba alır ve yalnız başına seyahat eder. Kimse tren yollarımız gelişmemiş ve yıllarca buralara yatırım yapılmamış demesin, çünkü biz buraları terk ettiğimiz için gelişmemiş. Kullanılmayan şeye devlet neden yatırım yapsın ki?

Train Station


Trenlere eski teknoloji denmesinden de hiç haz etmiyorum. Aksine bence tren kullanan toplumlar uygar toplumlardır. Yurt dışına bir çıkın, çoğu yolcu taşımacılığının trenlerle yapıldığını görürsünüz. Kullanışlı olduğu için dünya genelinde demir yollarında gelişmiş taşıma sistemlerini kullanmaktalar. Bizim gibi tren garlarını ölüm sessizliğine bırakmamışlar. 

İstasyonları boş görünce en çok bekleyeni olmayan insanlar aklıma geliyor. Arkasında bekleyeni olmayan kişiler ipi kopmuş uçurtma gibidir. Etrafa savrulur, gider. Bir zaman sonra bir yere parçalanarak düşer ve kimse hatırlamadığından unutulup kalır.