Tanısaydın Belki Severdin


Ne yapalım böyle ise böyledir. Yapacak bir şey yok. Buna da razı olup diğer razı oluşlarının yanına koy.

Sessizlik..

Ne kimsenin kimseye emek verecek sabrı, ne başka birine ayıracak vakti, ne de tanımak gibi bir isteği var. Her şey kendiliğinden hazır olsun, onu rahatlıkla alayım ve tüketeyim derdi var. "Sen ailenin yanında rahat mı büyüdün?" diye sorarlar. Herkes kendi ailesinin el bebeği veya gül bebeğidir. Herkes kendini bulunmaz hint kumaşı sanar. Sanar sanar ama sadece sanar. Herkes kendi dünyasının kralı, padişahı, siz adını ne koyarsanız koyun ondan sanar.

"Gerçekten tanımak ister miydin?" diyor sakince.

Bilmiyorum. Bildiğim bir şey seni görmek istediğimdir. Sen zavallı biri değilsin sadece komiksin diye ekliyordu. Ne yazık ki gururunu kıramıyordu. Dedim ya herkes kendi dünyasının kralıdır. Kendisi kral olunca başkasını piyon olarak kullanıp oyundan erken ayrılmasını rahatlıkla sağlayabilir. Piyonlar bir bir oyundan ayrılınca oyundan ayrılma sırasının kendisine yaklaştığını farketmiyordu. Bazı şeyler alışkanlıktan olsa gerek içten istemese de bazı konularda çevresine güzel gözükmek için için kendisinde bir zorunluluk hissediyor.

Önce sen diye yaklaşıyor. "Siz?" diyor susuyor çaresizce bakınıyor etrafına. Daha sonrasında sadece uzaktan bakıyor. Elini uzatır gibisinden havaya kaldırmaya yeltenirken bir anda benliğine yenik düşüp kendisini ucu çıkmaz bir sokağa bırakıyordu. 



Ben Yusuf Arslan. Kısaca Acı bir kahve tadında blogunun yazarı, yüksek mühendis, posta pulu koleksiyoncusu, pikapların çoğu tozlu raflara kaldırılsa da plaksever ve yeni yerleri gezip görmeyi seven biriyim. Daha Fazlası

PAYLAŞ

BENZER YAYINLAR

SONRAKİ YAZI
« ÖNCEKİ YAZI
ÖNCEKİ YAZI
SONRAKİ YAZI »

6 Yorumlar

  1. Kaybetmekten korkan insanların her zaman hayatlarında olmaya devam edeceklerine inanıp onları görmezden gelen insanlar... Umarım yalnızlıktan o piyona ihtiyaç duyar.. ve oyun çoktan bitmiş olur..

    YanıtlaSil
  2. Bir insan diğerini tanımaya zahmet etmiyorsa ardından tek satırlık bir cümleyle bile anılmayı haketmiyor demektir bence... Şu Hint Kumaşı meselesi en sinir olduğum şey. Ortaokulda bir hocamız şunu söylemişti o zamandan beri hiç unutmuyorum "hiç kimse sanmasın kendini Hint Kumaşı. Yarın biri gelir vurur makası"... Ama çok güzel bir anlatım değil mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle öyle. Bir o kadar da sanırım acıklı. Bu deyim İngilizlerin Hindistanı sömürge altında aldıklarında ortaya çıkmış diye biliyorum.

      Sil
  3. ne güzel yazmışsınız, görsele de ayrıca hayran oldum. kaleminize ve yüreğinize sağlık

    YanıtlaSil

Yazıma yorum yapabilmeniz için daha önceden hesabınızı seçmeniz gerekmektedir. Herhangi bir hesabınız yoksa anonim olarak da yorum yapabilirsiniz.